Asi Gençlik


ESKİ SAYILAR

Eski sayı-1
Eski sayı-2

İZ BIRAKANLAR

Nazım Hikmet
Yılmaz Güney
Aziz Nesin
Can Yücel
Atilla İlhan
Uğur Mumcu
Ataol Behramoğlu
Necati Cumalı
Sunay Akın





       TOPLUMSAL

Deli Dana Hastalığı
Ülkemizi Satıyorlar

 

 

PORTRELER

Mahir Çayan
Deniz Gezmiş
Hüseyin İnan
-Yusuf Aslan-
Yusuf, Deniz ve Hüseyin’in son sözleri

________

Mustafa Suphi
Mihri Belli




 

YAZILAR

Nasıl Bir Dünya İstiyoruz
Umutsuz
İskele
Dayım Sorar

DEVRİMCİLER

E. Che Gueavara
V. İ. Lennin
Karl Marx

J. Stalin

ŞİİRLER ve MARŞLAR

Enternasyonel
1 Mayıs Marşı
Avusturya İşçi Marşı
Onbeşlere Ağıt
Çav Bella
Partizan
Venseremos
El Pueblo Unido
Herne Pés
FKF Marşı
MDD Marşı













 

Eski Anasayfa (boş tabela)

 

 

 MUSTAFA SUPHİ (1883-1921)

 

 

    1883'te Giresun'da doğdu. İlk eğitimini Kudüs ve Şam'da yaptı. İstanbul'da Hukuk Mektebi'ni bitirdikten sonra öğrenimini Paris'te, Siyasal Bilimler Okulu'nda sürdürdü. "Tanin" gazetesinin Paris muhabirliğini üstlendi. 1910'da Osmanlı Ziraat Bankası üzerine tezini vererek ülkesine döndüğünde, ekonomi alanında bir şeyler söyleyebilecek az sayıda Osmanlı aydınından biriydi. İstanbul Yüksek Ticaret Mektebi'nde hukuk, Yüksek Öğretmen Okulu'nda da iktisat dersleri verdi. 1912'de "İfham" gazetesinin Genel Yayın Müdürü oldu. 1913'te İttihat ve Terakki yönetimi karşıtlarının Mahmut Şevket Paşa'yı öldürmesinden sonra 15 yıla mahkum oldu ve Sinop'a sürüldü. Bu dönemde "İçtihat" ve "Hak" dergilerinde batı felsefesine dair yazılar yazdı. 1914'de Sinop'tan kaçarak Rusya'ya gitti. Ancak 1.Dünya Savaşı Mustafa Suphi'yi düşman bir ülkenin vatandaşı olarak Rus topraklarında buldu. Diğer Osmanlı vatandaşları gibi Rusya'nın içlerine, önce Kaluga'ya ardından Ural bölgesine sürüldü. Bolşevizmle savaş esiri olarak geçirdiği bu yıllarda tanıştı ve 1915'te Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi(Bolşevik Kanat)'ne girdi. Türk savaş esirleri ve müslüman halklar arasında propaganda ve örgütlenme faaliyetlerini yürüttü. Savaş esiri olan deneyimsiz devrimcileri Bolşevik militanlara dönüştüren ve komünist önderler yetiştiren Ekim Devrimi, Mustafa Suphi'yi de okulundan geçirdi.

    1918 Temmuz'unda Moskova Türk Sol Sosyalistler Kurultayı'nı örgütledi ve yönetti. Aynı yılın Kasım'ında Moskova Müslüman Komünistler Kongresi'ne katıldı ve burada Milliyetler İşleri Halk Komiserliği'ne bağlı Tüm Rusya Müslüman İşçileri Merkez Komitesi'ne seçildi. Bu komiteye bağlı Uluslararası Doğu Propaganda Dairesi Türk Seksiyonu başkanlığını üstlendi. Aralık 1918'de Uluslararası Devrimciler Toplantısı'na ve Mart 1919'da III.Enternasyonal'in I.Kongresine Türkiye Delegesi olarak katıldı. III.Enternasyonal'in I.Kongresinde yaptığı konuşma Ekim Devrimi'nin kendisini nasıl olgunlaştırdığını, enternasyonalist bilincini ve antiemperyalist yurtseverliğini, Türkiye'de, Doğu'da ve dünyada devrime olan inancını ortaya koydu. Bu konuşmasında Türk komünistlerinin, yeryüzünü vatanları, insanlığı da ulusları olarak ilan ettiklerini söyleyen Mustafa Suphi, dünya sosyalist devriminde Türkiye Proleteryası'nın işgal edeceği şerefli mevkiye inancını dile getirerek Doğu'yu Avrupa emperyalizminden kurtarmak için III.Enternasyonal'i Doğu'da devrim ocakları kurmaya çağırdı. "Yeni Dünya" gazetesini yayınladı. 14 Temmuz 1919'da Moskova'da yedi kişilik kurucu komiteyle Türkiye Komünist Partisi 'ni kurdu.

 

   10 Eylül 1920'de Bakü'de Sovyetler Birliği'den, Anadolu'nun değişik yörelerinden ve İstanbul'dan gelen 74 delegeyle Birinci ve Umumi Türk Komünistleri Kongresi, Türkiye Komünist Partisi'nin kuruluş kongresi toplandı. Kongre enternasyonalizm ve Anadolu'da gelişen devrimin içine girme, mücadelenin orta yerine atılarak önderliğe soyunma kararlılığı açısından bulanıklıktan uzak bir komünist çizgi ortaya koydu. Yapılan konuşmalar, alınan kararlar, ortaya konulan tüzük ve program Ekim Devrimi'nin ve III.Enternasyonal'in devrimci ruhunun damgasını taşıyordu. Kongre örgütlü çalışmanın ağırlık merkezini Anadolu'ya kaydırma kararını aldı; Genel Başkanlığa Mustafa Suphi'yi, Genel Sekreterliğe Ethem Nejat'ı ve toplam yedi kişilik bir Merkez Komitesi seçerek sona erdi. Kongre'den yaklaşık dört ay sonra Ankara Hükümeti ve Mustafa Kemal ile haberleşmeden sonra, 1921'in başında Mustafa Suphi 14 yoldaşıyla birlikte Kars üzerinden Türkiye'ye geçti. Erzurum'da kışkırtılmış halk tarafından şehre sokulmadılar. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa'yla yaptıkları görüşmede geri dönmeleri tavsiye edildi. Batum üzerinden Bakü'ye geri yollanmak üzere Trabzon'a yollandılar.Yol boyunca düzmece gösteriler sürdü. Trabzon yakınlarında da balıkçılar kahyası Yahya Kaptan'ın adamlarının saldırısına uğradılar. Şehre girmelerine izin verilmedi ve bir iskeleden bindirildikleri takayla denize açıldılar. Arkalarından yetişen Yahya Kaptan'ın adamları 28 Ocak'ı 29'una bağlayan gece silahları alınmış olan Mustafa Suphi ve 14 yoldaşını süngü ve kurşunlarla katlettiler.

 

 

 

| anasayfa |